Âl-i Osman’ın yıkılışını hazırlayan sebeplerden biri de yabancı mekteblerde yetişen ve tahsil için Avrupa’ya gönderilen gençlerimizdir. Onlar mayalarındaki cevherden şüphelendiler. Ecnebî hayatının cazibesi gözlerini kararttı; hakikati göremediler.
Abdülhamid Hânın tahsil için Avrupa’ya gönderdiği yazarlardan biri olan Yahya Kemal’in hatıralarından bir bölüm:
“... Paris’te Luxemburg bahçesine yakın bir sokakta, ekseriyetle talebelerin kaldığı bir otelde, şuursuzca bir çalışma sürdürüyoruz; nere-ye gittiğimizi, neye hizmet ettiğimizi bilmeden. Hedefimiz Âl-i Osmanı, yani kendi devletimizin yıkılışını hazırlamak... Göz kamaştırıcı Avrupa hayatını memleketimize taşımak; onlar gibi yaşamak. Bizi yönlendiren hain ellerin yönlendirmesiyle, nereye gitdiğimizi bilmeden faaliyetimize devam ediyoruz.
O günlerde Lehistanlı (Polonyalı) bir gençle tanışmıştım. Sohbetlerimiz esnasında bu genç dedi ki:
“Siz buralarda ne arıyorsunuz? Sizin ve bütün Genç Türkler’in (jöntürk) “Vatan Hasreti” beni gayriihtiyari gülümsetiyor. Sizin vatanınız yok mu? Yenipazar’dan, Balkanlardan tâ Yemen’e kadar ovalarınız var, dağlarınız var, şehirleriniz var, kaleleriniz var, kışlalarınız var. Onların üzerinde sizin albayraklarınız dalgalanıyor. Sokaklarınızdan geçen askerler, biliyorsunuz ki sizin dininizdendir; sizin kanınızdandır; sizin dilinizi konuşur... Ah! Bu saadetin kadrini hissedemiyorsunuz. Benim gibi esir bir milletin çocuğu böyle bir manzarayı rüyâsında bile görmek için can verir. En son Lehistan ihtilalinde, Varşova’nın bir sokağında “Leh” bayrağını 24 saat dikili bulundurmak için Leh gençlerinin en cengâverleri, yiğitleri can verdiler. O güzel 24 saat her gün tekerrür etse, her gün can veririz.
Siz Türkler istiklâlinizin kadrini bilmiyorsunuz. Ancak onu kaybedeceğiniz zaman öğreneceksiniz. Siz bindiğiniz dalı kesiyorsunuz...”
Bu sözleri Âl-i Osman yıkıldıktan sonra hatırladım, daima hatırlayacağım. Çünkü benim gibi, bütün Türkler de o ızdırabı, onun tahmin ettiği zamanda öğrendiler. Yani Osmanlıyı kaybettikten sonra...
Yahya Kemal Beyatlı
(Tevhid-i Efkâr- 1922 Şubat)
(Tevhid-i Efkâr- 1922 Şubat)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder