Seâdet-i Ebediyye kitabında buyuruluyor ki: “Kızım! Bir genç kızın, kendi başına, aklı ve idraki ile iffetini muhafaza etmesi güçtür. Eğer kız, biraz da güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, mektepte, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde yakasını bırakmaz. İşte bunun içindir ki, bir genç kızı kontrolsüz, korumasız bırakmak asla uygun değildir. Ev içinde anne kontrolü, ev dışında baba kontrolü onları, koruyucu melek gibi takip etmelidir.
Kızım! Belki babanın ömrü, seni korumaya kifayet etmeyecektir. Annen, belki seni her yerde, her zaman takip edemeyecektir. Bu takdirde, sen sahipsiz olarak, ahlâksızların elinde bir oyuncak mı olacaksın? Seni evvela Allahü teâlânın büyüklüğüne ve O’nun himayesine emanet ede-rim. Ondan sonra da, yine Allahü teâlânın sana verdiği aklını kullanarak, bu tehlikelere düşmemeye çalışmanı sana tavsiye ederim.
Kızım! Öyle bir zamanda, öyle bir mekânda yaşayacaksın ki, herkesten, her yerde sana zarar gelebilir. Bu zarar, senin parana, puluna değil, iffet, şeref ve haysiyyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yeri-ne konamaz. Cemiyet içinde öyle ahlâksızlar vardır ki, bunların içinde genç kadın ve kız için şerefi ile yaşamak güç olur. Eğer sen de, kadınlık duygusunun tesiri altında kalır ve kendine hakim olamazsan, iffetsizliğin ve ahlâksızlığın çukuruna düşersin. Bu çukura düşenlerden kurtulabilen azdır.
Kızım! Sen de, herkes gibi, evlenebilirsin. Ahlâkın güzel olduktan sonra evlenmemek için, hiçbir sebep yoktur. Evlenmeden evvel, flört yapmaya asla heves etme! Bu tecrübe mutlak tehlikelidir. İffeti muhafaza için çare, genç erkek ve genç kızı zamanında evlendirmektir. Başka bir çare, iffeti zedeleyecek her yerden uzaklaşmaktır. Eğlence ismi altındaki davranışlar, genç kızı veya kadını elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna inanmayanın, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir, ama iş işten geçmiştir. O tuzaktan kurtulan pek azdır veya yoktur.
Kızım! İffet, bir kızın, bir kadının, değeri milyonlar eden, bir mücevheridir. Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü teâlâdan korkmayan her erkek bütün şeytanlığını kullanır. Ele geçirdikten sonra, artık o, mücevherlikten çıkmış, âdî bir taş olmuştur ve sokağa atılıverir. Bu alışverişte, erkek, bir nâmus hırsızı, kadın ise, mücevherini çaldırmış bir zavallıdır...”
Bir evlâdı Cehennem ateşinden korumak, dünya ateşinden korumaktan daha mühimdir. Bu da, imanı, farzları, haramları öğretmek, ibâdete alıştırmak ve ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur.
Bir evlâdı Cehennem ateşinden korumak, dünya ateşinden korumaktan daha mühimdir. Bu da, imanı, farzları, haramları öğretmek, ibâdete alıştırmak ve ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur.
Osman Ünlü TÜRKİYE GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder